
Bu maç için beklentiler üst düzeydeydi. Çünkü Uruguay kadrosundan beklenmeyecek bir şekilde yarı finale gelmişti; diğer tarafta harika bir ikinci yarı performansı ile "kupa beyi" Brezilya’yı eleyen Hollanda vardı. Bana kalırsa beklentileri yerine getiren bir maç izletemedi bize bu takımlar dün akşam. Gerçi, beklentilerimin karşılanmamasında biraz da Uruguay’ın kazanmasını istememin rolü var galiba.
Maç ile ilgili öncelikli belirtilmesi gereken şey, Uruguay’ın Dünya Kupası başından beri gösterdiği tutkulu oyunu(ki Latin Amerika takımlarının vazgeçilmez iki özelliğinden biridir tutkulu oyun ve estetik-tekniğe dayalı futbol) bu maçta da en üst düzeyde göstermesiydi. Özellikle Diego Perez, Egidio Arevalo ve Walter Gargano orta saha üçlüsü bitmek tükenmez bilmez bir enerji ile oynadılar. Uruguay’ın en önemli eksikliği ise Dünya Kupası’nda yıldızı bir hayli parlayan son vuruş ustası Suarez’in yokluğuydu. Uruguay daha önceki maçlarda oynadığı üçlü forvet hattından vazgeçince, hücum anlamında sıkıntı yaşadı. Gargano’nun baskı sonucu aldığı ve düzgün kullandığı paslar olmasaydı uzaktan şutlar dışında neredeyse hiç organize hücumları olmayacaktı Uruguay’ın.

Hollanda tarafında ise işler biraz daha farklıydı. Yıllardır benimsediği ayağa oynayan, atak ve heyecan verici futbolun yerine; Hollandalılar sisteme bağlı, yeri gelince oyunu soğutan bir anlayış benimsemişler bu Dünya Kupası’nda. Öyle ki Jabulani yüzünden kalecilerin uzaktan gol yemelerinin kolay olduğunu düşündüklerinden( ki Forlan da nerdeyse tüm golleri için Jabulani’ye teşekkür borçlu.) kaleye en çok şut çeken takım hüviyetine büründüler. bu oyun Holanda milli takımını finale kadar taşıdıysa bu taktik başarılıdır denilebilir fakat biz penaltılarla Brezilya’ya ve İtalya’ya yenilen Hollanda’yı özlüyoruz. Hollanda tarafında adından en çok bahsettiren oyuncular Van Bommel, Schneider, Kuyt ve Robben oldu bu turnuvada. Van Bommel neredeyse orta sahayı geçen tüm rakip takım oyuncularını kuvveti ile dövdü. Bu sayede turnuvanın en çok top kazanan oyuncusu ödülünü kazandı daha şimdiden. Kuyt ise bitmez tükenmez enerjisi ile sol kanattan atağa çıkarken, kaptırılan topa sağ kanatta müdahalede bulunmaya kalkışacak kadar yürekli oynadı. Schneider ve Robben ikilisi ise sıkıcı futbolu gollerle süsleyen ikili oldular.
Uruguay’ın finale çıkma hayalinin son bulması içimizi burksa da, uzun zamandan sonra belgesellerde değil de canlı olarak finalde turuncu renkleri görmek değişik olacak bizim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder